|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
TARİHÇEMİZ
VİLAYETLER NİZAMNAMESİ
Rumeli Şarki Vilayeti tarım kesimine (çiftçilerine) ait ziraat sandığı işlemlerinin yürütülme biçimi ve idaresi hakkında vilayet kanunudur. Padişah hazretleri namına (olarak) dahiliye tüzüğünün 13. ve 54.cü maddeleri mucibince tarım kesimine ait olan ziraat sandıkları işlemlerinin yürütülme biçimi ve idaresine dair düzenlenen 1881 sene teşrini saninin 11. ci günü Vilayet meclisi umumiden kabul olunup, arz oluna, yürürlüğe girmesi hakkında Padişahın onayına bağlı ve sunulan işbu kanun hükmünün valisi bulunduğu Rumeli Şarki Vilayeti’nde icra hükmin tutulmasını ilan eylerim.
BİRİNCİ BÖLÜM
1. Madde; Ziraat Sandıklarının kurulmasından amaç, tarım aletlerini temin ve almak veya arazisini sürmek ve ekmek için Akçe ihtiyacı olan tarım kesimine yeterince borç verilmesinden ibarettir.
İKİNCİ BÖLÜM
Ziraat Sandıklarının sermayesi hakkındadır.
2. Madde; Her grubun ( kesim, cemaat) ziraat sandıklarına vermekle mükellef olduğu miktar herkesin ödemesi ve tarihini belirten (açıklayan) bir müfredat defteriyle beraber nahiye müdürü aracılığıyla nahiyenin ait olduğu ziraat sandıklarına gönderilip teslim olacak ve bu konuda teslimat için bir makbuz ilmühaberi verilecektir. Buna benzer müfredat defterlerinin birer nüshası da sorumlusu tarafından saklanacaktır.
3. Madde; İş bu kanunun 2. maddenin (1.) fıkrası hükmünce tarım kesiminin ziraat sandıklarına ödemekle mükellef olacakları akçenin ödeme süresi, sandıkların mevcut sermaye miktarları yardım kesintisine miktarı tahakkuk edecek dereceye ulaşıncaya kadar uzatılacak ve her halükarda uzatma süresi 5 yılı geçmeyecektir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
( Ziraat Sandıklarının çeşitli kesimleri, idare biçimi hakkındadır.)
4. Madde; Rumeli Şarki dahillinde bulunan ziraat sandıkları iki sınıfa ayrılır. Birinci sınıf, sermaye miktarları 1 milyon kuruştan fazla olanlar, ikinci sınıfa da böylece sermaye miktarları 1 milyon kuruştan az olanlar dahil edilir.
5. Madde; Ziraat Sandıklarının mahalli idareleri kaza idare meclislerinin ikametgahları merkezinde bulunacaktır.
6. Madde; Tarım kesiminin ihtiyaçlarını temin etmede kolaylık ciheti nazarı dikkate alınarak sancak dahilinde nerelerde ve ne kadar ziraat sandıklarının konulup, kurulması maddesinin kararlaştırılması Meclis Sandıklarının ileri gelenlerinin görevlerindendir.. Bununla beraber sermayenin sınırlarının derecesi ve birde işlem kanununun 2. maddesinde gösterilen ödeme zamanlarıyla, sermaye miktarının yeterli miktara ulaşması hususlarını dahi söz konusu meclisler tayin edeceklerdir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
( Sandık eminlerinin seçilmesi hakkındadır.)
15. Madde; Sandık eminliğine seçilip, tayin olacak kimselere kefalet edecek olanların, her yönüyle sorumluluğu üstlendiklerine dair resmi bir senet vermeleri zorunludur. Söz konusu kefalet senedi sancak komisyonuna verilip, sandık eminin memuriyetinin tamamlanmasıyla beraber, sandığın kayıt işlemleri ve belgeleriyle, nakitti halefine devir ve teslim oluncaya kadar, söz konusu senedin adı geçen komisyonun ( Sancak komisyonu) korumasına verilir.
Yukarıda açıklanan senet ve imza komisyona teslim edilip verilmedikçe sandık eminliğine seçilenlerin görevlerini ifaya başlamaları yasaktır. Sandık eminleriyle kefillerinin yerli ahaliden olmaları şarttır.
ALTINCI BÖLÜM
( Ziraat Sandıklarının borç verme uygulamaları sözleşmesine dair.)
21. Madde; Ziraat Sandıkları, yalnız bulundukları mahalli dairelerdeki şehir ve köy halkının çiftçileri ( ehli ziraat) adı geçen ( iş bu) sandıklardan akçe borç etme yetkisine sahiptirler.
22. Madde; Borç verilecek akçe, ihtiyacı olan kimselere( kişilere) ayrıca münferiden verilip bütün grup (halk) adına akçe borçlanması ve verilmesi uygun olmayacaktır.
24. Madde; Ziraat Sandıklarından akçe borçlanacak olan çiftçiler, alacakları akçeyi mukabil teminat olmak üzere gerçekleşecek borç miktarının iki misline eşit değerde gayrimenkul mallarını rehin bırakma veya akçeyi ödemeye mali gücü olan bir kefili belirtmeye (ibraza) ve göstermeye mecburdurlar. Kefillerin yerli halktan olmaları zorunludur.
49. Madde; İşbu kanunun hükmünün tamamının uygulanması Nafia ve Ticaret ve Ziraat müdüriyetine bırakılmıştır.
3 Rebiül-Ahir 1299
İlki 1863 yılında Şehirköyü kasabasında Niş valisi Mithat Paşa tarafından meydana getirilen memleket sandıkları için tüzük çıkarılması işi 1867 yılında gerçekleştirilebilmiştir.
Bizzat Mithat Paşanın hazırladığı Nizamname ki kanun mahiyet ve kuvvetinde idi iki bölüm ve 29 maddeden ibarettir.Birinci bölümde sermaye, yönetim, ikraz işleri, karın kullanılma tarzı ve harcamalar; ikinci bölümde ise muhasebe düzeni anlatılmaktadır.
ZİRAAT BANKASININ KURULUŞ TÜZÜĞÜ
Mithat Paşa 1863 yılında Pirot Kasabası’nda kurduğu ilk Memleket Sandığını oluştururken Türk gelenekleri arasında zaten varolan ve karşılıklı yardımlaşma esasına dayanan imece geleneğinden esinlenmiştir.
1867 yılında “Memleket Sandıkları Nizamnamesi” nin yürürlüğe girmesiyle Osmanlı Devleti’nin her yanında Sandıklar faaliyete başlamış ve uzun yıllar başarıyla hizmet vermiştir.
Ancak izleyen yıllarda sandıkların işleyişinde gözlenen bozulmalar Memleket Sandıkları’nın etkinliklerini azaltmıştır. Sandıkları merkezi yönetime bağlayarak olumsuzlukları giderebileceğini düşünen hükümet, 1883’te aynı amaçlar doğrultusunda “Menafi Sandıkları”nı kurmuştur. Menafi Sandıklarına geçilmesiyle, idare yeniden düzenlenmiş, kayıt ve muhasebe işleri çağdaş ve ilmi esaslara uygun olarak yürütülmeye başlanmış ve merkezi hükümetin doğrudan denetimine tabi tutulmuştur.
Bu yeni yapılanma, Sandıkların idaresine nispeten ciddi, bilimsel denetime açık bir işleyiş kazandırsa da tamamen yeni, çağdaş bir örgütlenmeye duyulan gereksinimin önünü alamamıştır.
Böylelikle, 15 Ağustos 1888’de Menafi Sandıkları’nın yerine işlevlerini üstlenecek modern finans kuruluşu olarak Ziraat Bankası resmen kurulmuş, o tarihte faaliyette bulunan Menafi Sandıkları da Banka şubelerine dönüştürülerek faaliyete başlamıştır. O güne kadar Menafi Sandıklarının mali kaynağını oluşturan menafi hisseleri Bankaya devredilmiş ve bundan sonraki hisseler de Bankanın sermayesine tahsis edilmiştir. Bu adımla birlikte, teşkilatlı tarımsal kredi tarihimizde yeni bir dönem başlamıştır.
PLANLI DÖNEM ÖNCESİ (1923-1960) KOOPERATİFÇİLİK HAREKETİ
Cumhuriyet dönemindeki kooperatifleşme iki bölümde değerlendirilebilir.
1. Planlı dönem öncesi (1923-1960)
2. Planlı dönem sonrası kooperatifleşme (1961 ve sonrası) hareketi.
Cumhuriyetin ilanından hemen sonra ilk kooperatifler kanunu diyebileceğimiz 21.4.1924 tarihli ve 498 sayılı “İtibari Zirai Birlikleri (Kooperatifleri) Kanunu” yürürlüğe konulmuştur. Bugünkü anlamıyla tarım kredi kooperatifleri kanunu olmaktadır. Bu kanuna dayalı olarak ilk kooperatif 1927 yılında İzmir’de “İtibarı Zirai Birliği” kurulmuştur.
1925 yılında Atatürk’ün de kurucu ortağı olduğu “Ankara Memurin Erzak Kooperatifi” Ankara’da kurulmuştur.
1926 yılında ticari faaliyetleri düzenlenmek amacıyla çıkarılan Ticaret Kanununda kooperatifler “Ticaret Ortaklığı-Kooperatif şirket” olarak tarif edilmiştir.
1936 yılında Silifke kazası Tekir Çiftliği Tarım Kredi kooperatifi kurulmuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu kooperatife kurucu ve 1 numaralı ortak olmakla hem kooperatifçiliğe olan inancını ortaya koymuş, hem de modern tarım tekniğini uygulama konusunda yol gösterici olmuştur.
Kooperatifçilik çalışmaları 1950’li yıllardan itibaren bir canlılık sürecine girmiştir. Nitekim ilk olarak 1961 Anayasası’nda kooperatifçiliğe yer verilmiştir.
PLANLI DÖNEM SONRASI (1961 VE SONRASI) KOOPERATİFLEŞME HAREKETİ
Bu dönemin en önemli özelliği kooperatifçilik konusu ilk defa Anayasada yer almıştır. Nitekim 1961 Anayasa’sının 51. maddesinde “Devlet kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır” hükmüne yer verilmiştir.
I. Beş Yıllık Kalkınma Planından başlayarak günümüze kadar olan dönemde kooperatifleşmenin öneminin kırsal kesime anlatılmasını kolaylaştırmak bakımından devlet çeşitli proje ve modeller geliştirmiştir. Bu modellerin ilki tek tip çok amaçlı kooperatif dediğimiz “Köy Kalkınma Kooperatifi” modelidir. Köy Kalkınma Kooperatiflerinin kurulmasına 1964 yılında başlanmıştır.
Köy Kalkınma Kooperatiflerince uygulanacak projelere kaynak temin etmek için “Dış Ülkelere İşçi Göndermede Kooperatif Kuran Köylülere Öncelik Tanıma Projesi” geliştirilerek yürürlüğe konulmuştur. 1965-1974 yılları arasında 1204 kooperatif projesine 42.277 kişilik işçi kontenjanı tahsisi yapılmıştır.
1969 yılında 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu konulmuştur. Bu kanunla kooperatifçilik çalışmalarında konu bazında ihtisaslaşma eğilimi başlamıştır. Ancak 1163 sayılı kanuna göre kurulan kooperatifleri tarımsal amaçlı kooperâtifler ve tarım dışı amaçlı kooperatifler olarak ikiye ayırmak gerekecektir.
Bugün tarımsal amaçlı kooperatifler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile tarım dışı kooperatifler ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile ilgilendirilmiştir.
DÜNDEN BUGÜNE TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ
Tarım Kredi Kooperatiflerinin kuruluşu 1863 yılına, Mithat Paşa’nın Niş Valisi iken kurmuş olduğu “Memleket Sandıkları” na dayanır. Türk milletinin tarih boyunca başarı ile yaşatmış olduğu “İmece” ve “Ahilik” gibi yardımlaşma ve dayanışma esaslı organizasyonlar, kooperatifçilik özellikle de Tarım Kredi Kooperatifleri ile daha ileri noktalara taşınır.
Cumhuriyet öncesinde; “Memleket Sandıkları” ve 1883 de “Menafi Sandıkları” ile devam eden Türk Kooperatifçilik Hareketi Cumhuriyet döneminde ise;
1924 yılında 498 sayılı “İtibari Zirai Birlikler Kanunu”,
1929 yılında 1470 sayılı “ Zirai Kredi Kooperatifleri Kanunu” ile gelişmesini devam ettirirken; 1935 yılında çıkarılan 2836 sayılı “Tarım Kredi Kooperatifleri Kanunu” ile bugünkü ad ve anlamda “Tarım Kredi Kooperatifleri”nin kuruluşu gerçekleştirilmiş ve yeni çağdaş gelişmeler bu kanundan sonra meydana gelmiştir.
1972 yılında çıkarılan 1581 sayılı “Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu” ile; Bölge Birlikleri ve Merkez Birliğinin kurulmasına imkan tanınarak Tarım Kredi Kooperatiflerinin dikey teşkilatlanmasına zemin hazırlandı. Tarım Kredi Kooperatifleri, T.C. Ziraat Bankası bünyesinde faaliyet gösterirken 17 Mayıs 1977 yılında Merkez Birliği’nin kurulmasıyla tamamen bağımsız bir çiftçi kuruluşu olmuş, T.C. Ziraat Bankası’nın idari yükümlülükleri sona ererken, finansman bankası olarak bugünde görevine devam ediyor.
Tarım Kredi Kooperatifleri, kendi ortakları arasından seçilerek oluşan Yönetim Kurulları ile yönetilmeye ve demokratik kooperatifçilik alanında önemli adımlar bu noktadan sonra atılmaya başladı.
1984 yılında çıkarılan 237 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, 1581 sayılı kanunda, Tarım Kredi Kooperatifleri’nin idari ve mali yapısında önemli değişiklikler gerçekleştirildi.
Bu KHK, daha sonra 1985 yılında 3223 sayılı kanun olmuş, bu değişiklikle; Tarım Kredi Kooperatifleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ilgili kuruluşu haline gelirken; denetimi de yine bu bakanlığa verildi.
Yönetim Kurulu Başkanlıkları, Merkez Birliğinde Genel Müdürün, Bölge Birliklerinde ise Bölge Müdürünün şahsında birleştirilmesi esası getirilirken, ortaya çıkan yönetim sıkıntıları nedeniyle; 1995 yılında 553 sayılı KHK ile, idari yapıda önemli değişikliklere gidilirken 1581 sayılı kanunda öngörülen yapıya tekrar dönüldü.
DAHA DEMOKRATİK VE DAHA BAĞIMSIZ TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ
12 Nisan 2005 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5330 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununda Değişiklik yapılmasına ve Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununda Değişiklik yapılması hakkındaki 553 sayılı Kanun Hükmünde kararnamenin değiştirilerek kabulüne dair kanun ile Kurumun yasal düzenlemesine son hali verilirken; bu yeni düzenleme ile;
1. Kooperatifler daha demokratik hale getirildi.
2. Kooperatifler arası dayanışma ilkesi, ülkemizde ilk kez yasal düzenleme altına alındı.
3. Çiftçimize uygun şartlarda tarımsal kredi temin edilebilmesinin yolu açıldı.
4. Kooperatiflerimiz sigortacılık işlemlerinde tam yetkili acentelik hakkına sahip oldu.
5. Çiftçilerimize ucuz akaryakıt temin edilebilmesinin önü
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 9713 ziyaretçikişi burdaydı!
FACEBOOK SAYFAMIZI ZİYARET EDİNİZ
GOOGLEDE ARA
|
|
|
|
|